8 Ekim 2007 Pazartesi

Veri kaybına uğradığınızda yapmanız gerekenler

Veri kaybına uğradığınızda yapmanız gerekenler
Veri kaybından endişeleniyorsanız hemen telaşa kapılmayınız. Aşağıdakileri kontrol ediniz.
  • Harddiskinizin elektrik ve veri kablolarını kontrol ediniz. Kablolarda arıza olabilir.
  • Harddiski sökünüz ve başka bir bilgisayara takarak deneyiniz.
  • Harddisk kontrol kartını kontrol ediniz. Harddisk kontrol kartı arızalanmış olabişir.
  • Bilgisayarınızı tekrar başlatınız. BIOS tarafından görülüp görülmediğini kontrol ediniz.

Veri Kaybı Durumunda Veri Kurtarmak İçin Yapılacaklar

Veri Kaybı Durumunda Veri Kurtarmak İçin Yapılacaklar
Veri kaybı durumunda dikkat etmeniz gereken hususları anlatan çok güzel bir yazı var.

Disk gövdesini açmadan önce DURUN ve DÜŞÜNÜN!

Disk gövdesinin içinde ne göreceğinizi ve açtıktan sonra neler yapabileceğinizi düşünüyorsunuz? Verilerin işlendiği plakada nanometre düzeyinde veri yoğunluğu bulunmaktadır. Bir tornavida seti ve göz kararıyla yapılabilecek bir şey maalesef yok. Aksine gövdenin açılması hiçbir işlem yapılmasa bile gövde içi elemanların ve plaka yüzeylerinin hasar görmesine neden olacaktır.

Diske erişim olmayan durumların %70’inde gerçekte gövdenin açılmasını gerektirecek bir sorun yoktur. Gövdenin açılmasını gerektirecek bir sorun olsa bile, bunu tespit etmek ve gövde içi onarım yada eşdeğer parça değişim işlemlerini yapmak çok özel ortam ve çalışmalar gerektirmektedir. Bu çalışmalarda sonuç alma oranları da genellikle çok yüksek değildir.

Bileşenlerinden bağımsız olarak veri plakasını okuyacak bir düzenek yok. Böyle bir düzeneğin yapılması teorik olarak bile neredeyse imkansızdır. Ancak maalesef pek çok kişi bir yerlerde böyle cihazların olduğunu sanmaktadır. Bu sanrılar, veri kurtarma firmalarının gerçek dışı reklamlarından yada ikinci-üçüncü elde müritlerin şeyh uçurmasından kaynaklanmaktadır. Bilişim sektöründe çalışan ve hatta değişik kademelerde meslekten olan şaşılacak derecede çok kişi böyle masallara inanmakta ve bu tür hikayeleri çevrelerine anlatmaya devam etmektedir. Bu yanlış bilgi ise yurt dışındaki birkaç firmanın ekmeğine yağ sürmekte ve analiz ücreti altında haksız kazanç elde etmelerine neden olmaktadır.

Disk elektronik kartını değiştirmek YETERLİ Mİ?... Temelde çok basit bir işlem. Eşdeğer kart, uygun tornavida ve bir miktar dikkat. Ancak burada 3 önemli konu var.

Birincisi, doğru yani aynı yada eşdeğer kartı belirlemek ve temin etmek. Pek çok kişi ilk planda gövde şeklini, model ve diğer yazılı kodları ve disk marka ve kapasitesini baz almaktadır. Yaygın olarak da haber gruplarında ve forumlarda “40GB Seagate disk kartı arıyorum” gibi ifadeler geçer. Gerçekte kart eşdeğerliğini kart üzerindeki kodlar belirlemektedir. Bu ise disklerin markalarına, modellerine ve serilerine göre değişebilmektedir. Örneğin Seagate disklerde eşdeğerlik şartı 100xxxxaa şeklindeki kod, Maxtor disklerde ise 301xxxxxx şeklindeki koddur. Bu kodun aynı olması da bazı durumlarda yeter şart değildir.

İkincisi, kart teminidir. Her yıl farklı disk üreticileri tarafından yüzlerce çeşit disk üretilmektedir. Son 10 yıl içerisinde üretilen birkaç on bin farklı disk olduğunu söylersek bazen kart temininin ne kadar zor olabileceğini açıklamış oluruz.

Üçüncüsü, günümüzde gittikçe artan bir şekilde elektronik kartlarda ara yazılımlar kullanılmaktadır. Bu ise neredeyse her disk gövdesi ile ona ait kartın kendine has bağımsız bir bütün olması noktasına gitmektedir. Çünkü gövdenin yapısal özellikleri kart üzerindeki epromlara yüklenmekte ve bu bilgi her disk yada her disk serisi için farklı olabilmektedir.

Bu çerçevede üzerinde durulması gereken önemli bir sorun da şudur. Disk elektronik kartının arızalı olduğu nasıl anlaşılmakta ve buna nasıl karar verilmektedir. İstatistiklerimize göre servisimize kart arızası şikayetiyle gelen disklerin %80’i kart arızası çıkmamıştır. Disk elektronik kartı üzerinde belirgin bir şekilde yanık eleman olması hali dışında kart arızası sonucuna varılmaması gerektiği kanaatindeyiz.

Arızalı olması halinde disklerde basit anlamda ve basit bir şekilde yapılabilecek ilk ve tek parça değişimi kanaatimizce elektronik kart değişimidir. Disk gövdesinin açılması ve gövde içi elemanlara onarım anlamında müdahale edilmesi yada tahrip olmuş elemanın eşdeğeri ile değiştirilmesi parça dışında özel bilgi ve deneyim gerektirmektedir. Disk gövdesini oluşturan elemanları temel kısma ayırabiliriz. Bunlardan birincisi veri plakalarını döndüren motor, veri plakaları üzerinde okuma yazma işlemi yapan manyetik okuma/yazma kafaları ve bu kafaları tutan ve konumlandıran aksam, verilerin üzerine işlendiği manyetik plakalar. Gövde içi parça değişimi yada onarım denince en çok anlaşılan işlem kafa bloğu değişimidir. Kafa bloğu üzerindeki işaret kuvvetlendirme devresinin değişimi de onarım ile ilgili konudur. Motor bozulmalarında plakaların eşdeğer gövde içerisine nakli ile ancak sonuç alınması mümkündür. Bu işlemler hem eşdeğer parça temini hem de işlemlerin yapılması noktasında hiç de kolay işlemler değildir. Uygun ortamda ve yanlış yapılması durumunda ise veri plakalarının ve verilerin tahrip olması ise neredeyse kaçınılmazdır.

Kaynak: verikurtarma.blogspot.com

Veri Kurtarma Konusunda Yurt İçi ve Yurt Dışı Firmalar

Veri Kurtarma Konusunda Yurt İçi ve Yurt Dışı Firmalar
Gelelim konu ile ilgili temel soruya. Yurt dışındaki veri kurtarma firmaları ile bizim aramızda nasıl bir fark var? Bizden her konuda üstün olmak zorundalar mı? Bu iş burada olmaz yada burada yapılamaz mı? Yada biz ne yapabiliriz, yerimiz neresi ve ne olabilir? Bazı konularda trenin kaçtığı noktalar olabilir. Ancak %90 oranında eşit şartlara ve imkanlara sahip olduğumuzu söyleyebiliriz.

Bizce en temel sorun yurt dışındaki firmaların bilimsel yaklaşım ve iş yapma standartlarında olaya yaklaşmıyor ve olayı yapmaya çalışmıyor olmamız. Yurt dışındaki firmaların lütfedip açıkladıkları bilgileri ve yazmış oldukları kurtarma, analiz ve onarım araçlarını kullanarak bir noktaya kadar iş yapabileceğimiz ortada. Ülkemizde bu konularda herhangi bir kişi yada firmanın şu ana kadar 1 satır kod yazmamış olması bulunduğumuz noktayı belirlemek açısından iyi bir gösterge.

Kaynak: verikurtarma.blogspot.com

Veri Kurtarma İşlemi Nasıl Yapılmaktadır?

Veri Kurtarma İşlemi Nasıl Yapılmaktadır?
Öyleyse veri kurtarma işi gerçekte nasıl yapılmaktadır? Veri kurtarma çalışmalarını sınıflamak konuyu daha anlaşılır açıklamak açısından faydalı olacaktır. Veri kaybı nedenleri fiziksel nedenli veri kaybı ve mantıksal nedenli veri kaybı olmak üzere 2 temel gruba ayrılmaktadır.

Fiziksel nedenli veri kayıplarının sadece %20’si özel ve karmaşık çözümler, malzeme ve deneyim gerektirmektedir. Mantıksal nedenli veri kayıplarında ise herkes her yerde aynı şartlara sahip. Ülkemizde yada herhangi bir üçüncü dünya ülkesinde herhangi bir kişi yada firma konu ile ilgili dünyanın önde gelen firmalarına parmak ısırtacak bir çözüm geliştirebilir ve özel bir çalışma yapabilir. Ancak bunun kolay olmayacağını tahmin etmek de zor olmasa gerek. Bilgiyi ve deneyimi bilimsel yada ticari değere dönüştürmek, böyle bir çalışma ile dünya ölçeğinde saygınlık kazanmak, değere bağlı ürün ve hizmetler ile kayda değer kazançlar elde etmek hiç de hayal değil. Dünyada veri kurtarma dahil pek çok konuda bunun sayısız örnekleri var.


Kaynak: verikurtarma.blogspot.com

Mantıksal Arızalar Sebebiyle Veri Kaybı

Mantıksal Arızalar Sebebiyle Veri Kaybı
Fiziksel nedenli veri kaybı, veri kaybının tek ve gerçek şekli gibi lanse edilmektedir. Bu yaklaşım biraz da kasıtlı olmakla birlikte büyük bir yanılgıdır. Çünkü sektörde hizmet veren servislerin büyük çoğunluğu bu noktada basit araçlara, imkanlara, bilgi ve deneyimlere sahip değildir. Kanaatimizce olayı %50 şeklinde düşünmekte yarar var. Fiziksel nedenli veri kayıplarının yada diske erişememe durumlarının neredeyse %70’inde çok basit bir şekilde sonuç alınmaktadır. Bu ise imkanlara, araçlara ve deneyime dayanmaktadır. Basit bir örnekle olayı netleştirmeye çalışacak olursak, servise gelen bir diskin elektronik kartı tamir edilemeyecek şekilde tahrip olmuş olsun. Eğer elinizde uygun kart yoksa yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Var ise yapmanız gereken çok basit bir işlem var, kartı değiştirmek.


Mantıksal nedenli veri kaybı ve veri kurtarma çalışmaları olayın diğer %50’sini oluşturmaktadır. Silinme, formatlama, dahili dosya bozulması, bölüm yapı sorunları, kısmi üzerine yazma ve benzeri mantıksal nedenli veri kayıplarında yapılacak çalışmaları otomatik veri kurtarma programları çerçevesinde düşündüğünüzde hem olayı hem de yapılan çalışmaları dar bir çerçeve ile sınırlamış olursunuz. Otomatik veri kurtarma programları mantıksal nedenli veri kayıplarında işe yarar sonuç elde etmek anlamında toplamda %30’dan fazla paya sahip değildirler. Çoğu fiziksel nedenli veri kaybında da fiziksel çalışmalar sonrasında ek olarak mantıksal çalışmalara gerek duyulmaktadır. Otomatik onarım ve veri kurtarma programları ile sonuç alınamayan veri kayıplarının neredeyse %90’ında profesyonel özel veri kurtarma çalışmaları ile çözüm üretilebilmektedir. Bu tür çalışmalar karmaşık fiziksel veri kurtarma çalışmalarından hiç de aşağı kalır statüde değildir. Hatta bazı durumlarda mantıksal çözümleme ve kurtarma fiziksel veri kurtarmacıların olağanüstülük hikayelerine taş çıkartacak olaylara da sahne olabilmektedir.

Kaynak: verikurtarma.blogspot.com

Fiziksel Arızalar Nedeniyle Veri Kaybı

Fiziksel Arızalar Nedeniyle Veri Kaybı
Fiziksel arızalar : Elektronik kart arızaları, manyetik yüzey hasarları (servo işaret bozulmaları, servis alanı hasarları, veri alanı hasarları), manyetik okuma/yazma kafa yada kafa bloğu hasarları (konumlandırıcı magnet, yükseltici devre, okuma/yazma kafaları), motor hasarları ve bu hasarların kombine şekilleri olarak düşünülebilir. Fiziksel hasarlarda çözüm üretme şekilleri :

Manyetik yüzey hasarları dışındaki hasarlarda çözüm üretmek büyük oranda eşdeğer disk olmasına bağlıdır. Eşdeğer disk olmaması durumunda veri kurtarma çalışması yapılması neredeyse imkansız gibidir. Bu nedenle dünyanın önde gelen veri kurtarma firmaları on binlerce diskten oluşan disk arşivlerine sahiptirler ve her yeni çıkan disk serisi ile bu arşiv genişletilmektedir. Bu ise ciddi parasal yatırım gerektirmektedir.

Disk gövdesinin açılması ve parça değişimleri parça haricinde hem konu ile ilgili bilgi hem de deneyim gerektirmektedir. Abartıldığı kadar olmasa da belli standartlarda temiz oda ve işaret algılama ve test cihaz ve yazılımları ve parça değişim alet ve aparatları gerektirmektedir. Disklerde fiziksel hasarlarda hasarların genellikle kombine şekilde oluştuğunu ifade etmekte yarar var. Yani her şey sağlam, kafa bozuk gibi bir durum ile karşılaşma ihtimali %5’ten azdır. Normal servis ortamında yapılan parça değişimlerinde hem değiştirilen parçaların (ki genellikle kafa bloğu değiştirilir) hem de veri plakasının ekstra zarar görme ihtimali genellikle yüksektir (tamamen aynı yada eşdeğer parça temin edildiğini varsayıyoruz).

Pek çok kişinin aklına şu soru gelebilir. Disk üreticileri veri kurtarma firmalarına parça ve yapı bilgisi sağlamıyorlar mı? Maalesef. Fiziksel hasarlar büyük oranda olumsuz ortam şartlarına ve kullanıcı hatalarına dayanmaktadır. Üretim hatası nedeniyle bozulma çok ender yaşanan bir durumdur. Bu nedenlerle disk üreticileri böyle bir sorumluluk taşımak durumunda değildirler. Fiziksel hasarlar nedeniyle garanti kapsamında geri dönen disk oranı da genel istatistiklere göre binde üçten fazla değildir. Bu diskler de eş kapasite yada o anki cari model ile değiştirilmektedir.

Şu konu hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, kullanıcı verilerinin güvenliğinin sağlanması kullanıcının kendi sorumluluğu altındadır. Günümüzde yedek alma araçları ve ortamları o kadar çok çeşitlidir ve o kadar ucuza ve kolay bir şekilde temin edilmektedirlerki, veri kaybı insana akıl dışı gibi gelmektedir.

Kaynak: verikurtarma.blogspot.com

Veri Kurtarma Konusundaki Yanlış Algılamamalar Nelerdir?

Veri Kurtarma Konusundaki Yanlış Algılamamalar Nelerdir?
Aşağıdaki yazınun veri kurtarma konusunda oldukça yararlı olacağına inanıyorum.


Aslında böyle bir yazı yazmayı düşünmüyordum. Ancak, özellikle İstanbul’daki veri kurtarma firmalarına (!) gönderilen diskler gerçekten iyice tahrip edildikten sonra servisimize gelmektedir. Servisimize veri kurtarma amaçlı gönderilen disklerin neredeyse %70’i tabiri caizse aşırı kurcalanmışlık nedeniyle gerek fiziksel gerekse mantıksal bazda işe yarar bir sonuç elde edilmeyecek hale getirilmektedir. Müşterilere işin alınması sürecinde söylenen yaldızlı yalanlar ise işin cabası. Adı büyük İstanbul ile yaldızlı yalanlar bir araya getirildiğinde veri kurtarma gereksinimi olan müşterilerin çoğu olayı pek çok muhatabın olduğu bir iş olarak algılamakta ve bu kategorideki firmalardan birini sorgusuz sualsiz tercih etmektedir. Sonuç hüsran olmaktadır, olacaktır, ancak kimin umurunda. Sıradan yöntemlerle (gerçekte herkesin yapabileceği) bir sonuç alınabilirse ne ala (veri kurtarma işlemi adı altında talep edilen fiyat...), olmazsa, bu işin yapılması imkansızdır, çoğu müşteri bu ifadeyi duyduktan sonra (ki bilgi işlem departmanları ve bilgisayar firmaları bu ifadeyi duymayı çok severler) olayı kapatmakta ve verilerine veda etmektedir.

Yalan döngüsü yada yalan zinciri? Bu konuda Psiko-sosyolojik bir yorum bir değerlendirme yapacağız. Herhangi bir ili ele alalım. Bir yanlış anlama olmaması açısından Anadolu’daki AX ili olsun. Anadolu deyip geçmeyelim. Şu an üç büyük ilimiz hariç Anadolu’daki yaklaşık 15 il 1 milyon ve üstü nüfusa sahip ve ülkemizdeki pek çok büyük ve önemli sanayi firmasını barındırmaktadır. Süreci anlatmaya başlayalım. AX ilindeki bir firmanın diski bozulur. Önce firma içerisindeki bilgisayarı kullanan kişi müdahale eder. ...

***

Veri kurtarma konusunun teknik yönü gerek sektördeki teknik elemanlar gerekse son kullanıcılar tarafından büyük oranda yanlış bilinmekte ve ticari yönü de yanlış algılanmakta ve yanlış değerlendirilmektedir. Bunun sonucu olarak gerek fiziksel gerekse mantıksal bazda veri kaybı ile karşılaşılan veri depolama ortamlarına bilinçsiz ve düşüncesizce müdahale edilmekte ve gerçek veri kaybı bu hatalı müdahaleler sürecinde oluşmaktadır. İyi niyet ve bir hatayı telafi etme çabaları da genellikle bu hüsranın bir parçası olmaktadır.

Diğer bir konu ise veri kurtarma işi yapılarak kısa zamanda ve kolay yoldan büyük paralar kazanılacağı düşüncesidir. Bu düşünce de genellikle tek bir olaydan yola çıkılarak geliştirilmektedir. A firması 1 veri kurtarma işini 1.000$’a yapıyor. Bu firmaya günde 5 iş gitse ayda yaklaşık 5x30x1.000=150.000$, yılda 12x150.000=1.800.000$. Mükemmel bir hesap. Ancak maalesef gerçek hayatta hiçbir iş bu şekilde olmuyor. Bu tür hesaplar ve düşüncelerle bu işe hem de hiçbir bilgisi, birikimi ve yatırımı olmadan giren kişi yada firmalar kısa sürede büyük hüsrana uğruyorlar. Mağdur edip rafa kaldırdıkları müşteriler de işin cabası.

Bir konuda ticari faaliyette bulunacak bir kişi yada kişilerin öncelikli olarak o işin teknik yönünü ve ticari yönünü araştırmaları ve bir fizibilite çalışması yapmaları gerekir. Bu durum her ticari alan için geçerlidir. Bunu yapmazsanız bir bakkal dükkanı açsanız o bile kısa sürede batar. Veri kurtarma işinin teknik yönü ile ilgili genel geçer bir malumata sahip olmak bile insanın birkaç ayını alacaktır. Çünkü ne bu konuda eğitim veren bir kurum var ne de bu konuyu bütün yönleriyle okuyup öğrenebileceğiniz bir kitap seti var. İşin ticari yönü ile ilgili durum da bundan pek farklı değil. Gerek teknik bilgi birikimi ve tecrübe birikimi gerekse malzeme sağlama açısından veri kurtarma konusunun zamana bağlı bir iş olması da ayrı bir konu. Sizin şu an düşündükleriniz ve önümüzdeki 1 yıl içerisinde tecrübe edeceklerinizi pek çok uzman firma en az 10 yıl önce tecrübe etmiştir. Çok zeki olmanız da bu noktada pek bir fayda sağlamayacaktır. Çünkü parça olarak gerektiklerinde 5 yıl önce üretilmiş diskleri bile büyük ihtimalle temin edemeyeceksinizdir.

Veri kurtarma hizmeti verecek bir firmada 3 ana unsur vardır. Bunlardan birincisi malzeme arşivi, ikincisi teknik bilgi ve deneyim birikimi, üçüncüsü ise yazılım altyapısı ve aktif yazılım geliştirme ve uygulama yada uyarlama birimi. Bu sektöre yeni girecek bir kişi yada firmanın bu anlamda iş seçmekten başka şansı neredeyse yoktur. Peki yapamayacağı işler gelirse ne olacak. Bizim memlekette bu iş kolay. Kardeşim bu iş olmaz, yapılamaz der geçersiniz. Kimse de size neden müşterilere yalan söylüyorsun demez. Yada bu hizmeti verebilecek bir yere gönderir yada yönlendirirsiniz. İşte bu en zoru. Herkesin her şeyi en iyi bildiğini düşündüğü yada daha doğru bir ifade ile sandığı bir memlekette böyle bir şey zor tabii ki.

Veri kurtarma işini ticari bir değere dönüştürmek ve bu ticari değeri de maddi değere dönüştürmek sanılanın aksine çok zor ve sıkıntılı bir süreç gerektirmektedir. Özellikle Türkiye gibi hizmet karşılığı ücret almanın çok zor olduğu ülkelerde durumun daha da vahim olduğu kanaatindeyiz. Ülkemizde maalesef büyük çaplı işletmeler bile genel anlamda teklif içerisindeki hizmet kalemlerini direk eleme eğiliminde olmaktadırlar. Bu nedenle özellikle bilişim sektöründeki pek çok firma hizmet kalemlerini malzemeye yedirmekte ve bu şekilde teklif vermektedir. Küçük ve orta ölçekli işletmelerde bu durumun daha vahim olduğu ise herkesin malumudur. Hizmet karşılığı ücret ödememek için akla hayale gelmedik senaryolar üretmek, taklalar atıp şaklabanlıklar yapmak neredeyse adet haline gelmiştir. Konu ile ilgili söylenebilecek çok fazla şey ve anlatılabilecek pek çok kara mizah türü olay olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak kimsenin de bir şeyleri değiştirmeye pek niyeti yok. Bu şartlarda tamamen hizmete dayalı ve bununla birlikte adı-sanı belli olmayan, mahiyeti ve değeri tarif edilemeyen ve kolaylıkla anlaşılmayan bir konuda iş yapmanın ve para kazanmanın ne kadar zor olabileceğini tahmin etmek hiç de zor olmayacaktır. Kendilerine veri kurtarma hizmeti verdiğiniz kişi yada işletmeler size ücret ödememek için ellerinden geleni yapacaklardır. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Siz de bu tür insanların işini yapmazsınız olur biter. Böylece birkaç ay içerisinde ticari hayatınız da sona erecektir. ... düzelt ve devam et ...


Veri kurtarıyorum o halde varım ve ben bir kahramanım!

Veri kaybının ve veri kurtarma çalışmasının ne olduğunun bilinmemesi ve kesin bir tarifinin tam olarak yapılamayacak olması bazı fırsatçı kişileri bu işi yapmaya itmektedir. Veri kaybı olarak değerlendirilebilecek olayların yaklaşık %20’si disk elektronik kart arızaları, işletim sistemi çökmeleri ve otomatik programlarla kesin sonuç alınabilecek şartların sağlandığı durumlardır. Hiçbir özel birikime ve imkanlara sahip olmayan herhangi bir kişi bu anlamda veri kurtarma işine kalkışabilir. Tarif ettiğimiz türde işleri yapar ve işin değeri ile ilgili bir ölçü olmadığı için istediği ücretleri talep edebilir. Son kullanıcının bu durunu anlaması mümkün değildir. Tarif edilen kapsam dışındaki işleri de olmaz-yapılamaz diye iade eder. Bu noktada tek bir konu kalmaktadır. Yeterince iş almak.

Böyle bir kişi yada firmanın kahraman olması ve dünya çapında adından söz ettirmesi pek de zor değildir. Malum olduğu üzere gerek insanlık tarihi gerekse günümüz her alanda sahte kahramanlarla dolup taşmaktadır. Veri kayıplarında kişiler ve işletmeler tahmini ve tarifi mümkün olmayan düzeyde kayıplar ve zararlar ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Bu noktada yapılan işin mahiyetinden çok tarifi ve sunumu önem kazanmakta ve basit bir kart değişimi yada basit bir kopyalama ile verileri elde eden kişi kahraman ilan edilebilmektedir. Toplumumuzun bu tür olayları abartmakta ve yaymakta üstüne yoktur.

Aslında bu durum hizmet tabanlı işlerin çoğunda var. Tıp sektörünü bu duruma örnek gösterebiliriz. Şöyle bir teşhis-tedavi merkezi kuracağız. Baş ağrısı, sıkıntı, grip-nezle-soğuk algınlığı, karın ağrısı (birkaç konu daha eklenebilir) gibi hastalıklara sahip hastaları kabul edecek ve bunların dışındakileri gerçek sağlık kurumlarına yönlendirecek. Gelen hastaların üçte birine ağrı kesici, üçte birine plasebo ilaç ve üçte birine de sadece içinde renkli ampul içeren ışıklı bir kutu ile tedavi sunacağız. Tıp otoriteleri bu uygulamada elde edilecek sonucun %30’dan az olmayacağını söylemektedir.%50-60’ları bulması da işten bile değildir. Bu tedavi merkezinin ulusal kanallara haber olması, hiçbir gerçek tıp kurumunda tedavi olamamış hastaları iyileştirmesi ve bu merkezdeki gerçekte doktor olmayan kişilerin hasbelkader kendiliğinden iyileşmiş hastalarca kahraman ilan edilmesi yine işten bile değildir.

İşin ilginç yanı hasta insanlar için hiçbir risk içermeyen böyle bir tedavi merkezini açmak kanunlara aykırıdır. Eğer gayri resmi olarak açarsanız tespiti halinde hemen kapatılır ve büyük ihtimalle ciddi bir ceza alırsınız. Ancak pek çok kişi ve kurumu büyük kayıplara ve zararlara uğratması muhtemel bir veri kurtarma şirketini hiçbir kanuni engelle karşılaşmadan ve hiçbir belge ibraz etmeden rahatlıkla açabilirsiniz. Hiç kimseye hesap vermeden insanları vicdanınızın elverdiği ölçüde insafsızca mağdur edebilirsiniz.

O zaman mesele nedir. Aldatılmaya hazır insan toplulukları maalesef aldatıcı kitlenin artışının da ana nedenidir. Olayın temelinde cehaletin yada konu cehaletinin yattığı açıkça ortadadır. Konu cehaleti aslında kaçınılmaz bir olaydır. Veri kaybı ile karşılaşan bir kişiden ilk planda doğru davranış ve tepkilerde bulunmasının beklemek biraz insafsızlık olacaktır. Bu noktada daha çok sektör içindeki kişileri ve firmaları eleştirmek gerekmektedir kanaatindeyiz. Ancak bilişim sektöründeki teknik elemanların çoğunluğunun meslekten insanlar olmamaları ve maalesef hiçbir işi kuralına göre yapma eğiliminde olmamaları çözüm yollarını daha yolun başında tıkamaktadır. ... düzelt ve devam et ...


Veri kurtaramıyorum, o halde ben bir hiçim!

Veri kurtarma işinin hatalı algılanışı ile ilgili yaygın ancak uç noktalardan biri de bu işi yapıyor olmanın bir prestij yada üstünlük nedeni olarak algılanıyor olmasıdır. Bir bilgisayar firmasına yada bilgisayar teknisyenine bu iş ayrıcalıklı bir durum, üstünlük, olağanüstülük, süperlik kazandırmaktadır diye düşünülüyor.

Bu yaklaşımdaki hata toplumumuzun karakteristik algılama kusurlarından bir tanesidir. Toplumumuz gerek inançsal gerekse geleneksel yapısal özellikleri itibari ile olağanüstülüklere ve gerçek dışılıklara oldukça yatkındır. Her zaman da ya kendisinin yada bir yakınının özellikle de çocuklarının böyle bir olayın bir parçası olmasını isteye gelmiştir ve istemeye de devam etmektedir. Bu çerçevede insanımıza veri kurtarma işini yapan bir alet yada daha abartılı bir ifade ile bir sihirli değnek pazarlamak yada satmak her zaman daha kolaydır.

Veri kurtarma İşini yapamıyor olmanın özellikle sektördeki teknik elemanlarda nasıl bir eziklik ve endişe oluşturduğu yakından bildiğimiz ve gördüğümüz vahim bir vaka. Halbuki burada hiç de garip bir durum yok. Bir meslek dairesinde bile herkesin her şeyi bildiği bir durum olmayacağı herkesin malumudur. Hatta günümüzde neredeyse her meslek dalı alt gruplara yada alt uzmanlık dallarına ayrılmıştır ve bu durumu da neredeyse hiç kimse yadırgamamaktadır. Yine tıp bilimini bu duruma örnek verebiliriz. Gözümüz ağrıdığında herhangi bir doktora yada üroloji doktoruna gitmeyiz, göz doktoruna gideriz.

Aslında toplumumuzdaki bu davranış bozuklukları büyük oranda cehaletten, küçük oranda da haksız ve kolay yoldan para kazanma heveslerinden kaynaklanıyor. Cehalet konusunu okur-yazar olmamak şeklinde algılama hatasına düşmeyin. Cehaletin okur-yazar olmakla, hatta üniversite okumuş olmakla da aslında pek bir ilgisi yok. Cehalet algılama kusurlarından, bilgi eksikliğinden, ardniyetten, nemelazımcılıktan, at gözlüğü kullanmaktan yada bakarkörlükten vb, toplamından oluşan bir davranış bozukluğudur. ... bu yazıyı tekrar gözden geçir ...


Kapalı kapılar ardında milyon dolarlık özel cihazlar?

Kapalı kapılar ardındaki özel laboratuarlarda, özel aletler ve özel programlarla yapılan özel veri kurtarma çalışmaları!? Yeri geldiğinde bir takım uç değerlendirmelere de başvurarak konuya açıklık getirmeye çalışalım.

Veri kaybında insanların üçte biri ürün-hizmet aldığı bilgisayar firması başta olmak üzere tanıdığı ve bildiği bilgisayar firmalarına başvurmakta, üçte biri internette araştırma yaparak hizmet alabileceği yerleri tespit etmeye çalışmakta, kalan üçte biri ise genellikle kulaktan dolma duyduğu haberlere göre veri kurtarma firmaları (!) yada sağda soldaki veri kurtarma uzmanları (!) ile çözüm bulmaya çalışmaktadır.

Size garip gelebilir ancak üçüncü grupta çoğunluğu üniversite çevrelerinden olmak üzere şehrin büyüklüğüne göre her şehirde yüzlerce veri kurtarma uzmanı (!) bulunmaktadır. Üniversitelerden sonra sırasıyla devlet kurumlarında çalışan memurlar, özellikle teknik liselerdeki öğretmenler ve öğrenciler, özel şirketlerde bilgi işlem elemanları ve teknik işlerde çalışanlar, ... gelmektedir. Bu kişilerin pek çoğunun etrafında bir olağanüstülük çemberi oluşturulmuş ve akla hayale sığmayan olaylar örgüsü ile çevrelenmişlerdir. Gerçekte ise yaptıkları ve de yapabildikleri tek şey otomatik veri kurtarma programları ile veri kaybı yaşanmış olan diskleri bilinçsizce taramak ve ortaya çıkan yada çıkmayan sonucu satmaya çalışmaktır. Özellikle üniversite çevrelerini bu konudaki başarılarından (!) dolayı tebrik etmek gerekir. Bu grup için söylenebilecek pek çok şey var ancak konuyu çok fazla dağıtmadan her biri ayrı bir garabet örneği olan diğer iki kanala dönelim.

Veri kurtarma hizmeti veren firma yada bünyesinde veri kurtarma birimi bulunup bu hizmeti de veren firma sıfatıyla insanların karşısına çıkan kişi yada firmalar şahsen gelen yada telefonla bilgi isteyen kişilere standart bir kalıpta bilgi vermektedirler. Veri kurtarma işinin yapılışı ile ilgili en önemli bilgi bu iş için özel bir laboratuarın ve özel alet ve programların olduğu, uzman veri kurtarma mühendisleri tarafından bu özel ortamda çalışmaların uzay giysileri ile hassas bir şekilde yapıldığı ve bu ortamın ve işi yapan kişilerin gösterilemeyeceği şeklindedir. Müşteriye sunulan bu şablon müşterilerin büyük çoğunluğuna cazip gelmekte ve bu tür kişi ve firmalar için birinci dereceden tercih nedeni olmaktadır. Böylece nabza göre şerbetin en güzel örnekleri sergilenmektedir. Bunları duydukça insan bundan 20-30 yıl önce özel doktor muayenehanelerindeki ışıklı odaları ve kabinleri hatırlıyor. Memleketimizin dört bir yanındaki hastalar mucit doktorlarımızın ışıklı odalarında (“makineye girdim, iyileştim”) mucizevi bir şekilde iyileşmekteydiler (!).

Belki biraz absürd olacak ama, şu gerçekte herkesin nasıl bir dümen olduğunu bildiği 900’lü hatlar konusu var. Reklamda kullanılan meta ile telefon açıldığında konuşulan kişi arasında en küçük bir benzerlik ve en küçük bir ilgi bulunmadığı gerçekte çoğu kişi tarafından bilinmektedir. Bu konu mizah programlarına kara mizah türünde malzeme olmuştu. Ne ilgisi var diyeceksiniz. Size allanıp pullanan ve masalsı bir şekilde anlatılan laboratuara girdiğinizde görecekleriniz sıradan bir teknik servis ortamından ve malzemelerinden farklı olmayacaktır. Uzay giysilerinin içinde de uzaylılar değil sizin bizim gibi insanlar göreceksiniz. Ulaşılabilir, erişilebilir ve dokunulabilir. O halde olayın doğrusunu nasıl algılayacağız, şu basit mantıkla düşüneceğiz. Eğer işin yapıldığı ortamı ve yapılış şeklini size gösteremeyeceklerini söylüyorlarsa bu direk olarak gerçekte gösterebilecekleri özel bir şeyleri olmadığı anlamına gelmektedir.

Her niş (veri kurtarma gibi) alan ilk planda fırsatçıların, sahtekarların, sahte kahramanların, umut tacirlerinin, kısa yoldan köşeyi dönebileceğini düşünenlerin, üçkağıtçıların, dolandırıcıların ve düzenbazların saldırısına maruz kalmakta ve gerek şahıs gerekse örgütlü yapıdaki bu kişiler bu alanı talan etmektedirler. Bu alanda bir hizmete yada ürüne ihtiyaç duyan kişi yada işletmeler de genellikle bu hizmeti doğru bir şekilde veren yere ulaşamadan bahsi geçen kişilerin elinde mağdur olmakta yada mahvolup gitmektedirler. İşin kötü yanı ilgili alanda gerçek anlamda çözümler üreten ve profesyonel hizmet veren firmalar ekonomik nedenlerle bir süre sonra bu alanı terk edebilmekte, yatırım yapmaktan çekinebilmekte, ciddi firmalar bu alana girmemekte ve insanlar gerçek anlamdaki çözüm ve çarelerden mahrum kalabilmektedirler. ... gözden geçir ve düzenle ...


(***)
Veri kurtarma şirketi kurmaya ve köşeyi dönmeye karar verdiniz?

İşin ticari yönü ile ilgili yanlış düşünceler.


Nasıl olmalı ?

Veri Kurtarma firması – Bilgisayar firması - Müşteri


Veri kurtarma konusunda hiçbir özel bilgiye ve birikime sahip olmadan veri kurtarma işi nasıl yapılır :

İlk bakışta böyle bir şey mümkün olamaz gibi görünüyor. Ancak hiç de öyle değil. Veri kaybı ile ilgili bazı özel durumlar ve istisna olaylar böyle bir şeyi mümkün kılmakta ve hatırı sayılır fırsatlar oluşturmaktadırlar. Son 7 yıldır (1999-2005) bu fırsatları değerlendiren bazı kişiler ve bazı bilgisayar firmaları bu işten çok para kazandılar ve gerçekte hiç de hak etmedikleri bir üne kavuştular. Bunun nasıl olduğunu ve bugün ve yarın nasıl olmaya devam edebileceğini adım adım anlatmaya çalışacağız.

1) Donanımsal arızalar ile ilgili beleş durumlar. Bu konu büyük oranda disk üreticilerinin üretim yada tasarım hatası olan serilerine dayanmaktadır. 2002 yılında sektörden çekilen Quantum firmasının bazı serilerini bu duruma örnek verebiliriz. Quantum CX, LCT8 ve LCT10 serileri bu duruma çok iyi bir örnektir. Bu serilerin elektronik kartında, kartın güç girişi önündeki kare entegre ısınmaya bağlı olarak zamanla bozulmaktadır. Entegre bozulunca diskten tık-tık-tık şeklinde kafa sesleri gelmekte bir süre sonra da entegre yanabilmektedir. Elinde bahsi geçen serilerin her birine ait 1 kart bulunduran bir firma bu işten iyi para kazanabilir ve kazandılar da. Çünkü ülkemizde “low cost technology” olan bu diskler çok sayıda satıldı. Bu disklerde çoğu zaman kart arızası gövdede bir hasar oluşturmamaktadır ve kart değişimi ile disk direk çalışır hale gelmektedir. ...
2) Yazılımsal olaylar ile ilgili beleş durumlar. Bu konuya en iyi örnek Cih (Çernobil) virüsü ile ilgili yaşanmış olaylardır. İlk kez 1999 yılı 26-Nisan gününde aktive olan bu virüs 1999-2004 yılları arasında pek çok kişi yada firmanın hasar nedeniyle mağdur olmasına, pek çok kişi yada firmanın bu olaydaki özel durum nedeniyle bu işten veri kurtarma anlamında iş üretip para kazanmasına, otomatik veri kurtarma programlarının yanlış bir şekilde algılanmasına ve popüler olmasına, ... neden oldu. Cih virüsü disk başlangıcında 2048 sektörden daha fazla olmayan bir bölgeyi çöp kod ile doldurmaktadır. FAT32 dosya sisteminde bu işlem ikinci FAT bölgesine ulaşmamakta ve otomatik veri kurtarma programları için ideal şartlar sağlanmaktadır. FAT16 dosya sisteminde ise tüm sistem alanının üzerine yazılmaktadır. Konuyu bilmeyen kişiler otomatik veri kurtarma programlarının bu olayda ürettiği sonuç nedeniyle mucizevi araçlar olarak algılanmasına ve programların ürettiği sonucun her olay için genelleştirilmesine neden olmuştur. Tiramisu programı bu olayda o kadar popüler oldu ki, 99 sonunda Ontrack firması bu programı geliştiren kişiden programın mevcut halini ve geliştirme haklarını 2,1 milyon dolara satın aldı.
3) Otomatik veri kurtarma programlarının %100 yada buna yakın sonuç aldığı özel durumlar. Bazı özel dosya sistemi hasarlarında otomatik veri kurtarma programları iyi sonuçlar vermektedir, ki bunu kaçınılmaz olarak da değerlendirebiliriz. Bu özel durumlara örnekler verecek olursak, bölüm tanımları ile ilgili sorunlar, NTFS dosya sisteminde yeni disk bölümlemesi yapılmadan formatlanmış bölüm, FAT32 dosya sisteminde büyük bölümlerde (küme boyutu 32KB olmaktadır) küçük dosyalar, içeriği üzerinde işlem yapılmadığı için diskte çoğu durumda ardışık olan fotoğraf ve video dosyaları, ilk planda değerlendirilebilir. Burada sorun programların elde ettiği yada edemediği sonuç ile ilgili değildir. Programın gerçekte ne yaptığını ve ne yapabileceğini bilmeyen kullanıcının elde ettiği sonuca göre program hakkında oluşan kanaatlerdir. İşin asıl kötü yanı ise gerçek bir bilgi ve deneyime dayanmayan bu kanaatlerin geniş bir şekilde paylaşılmasıdır. “Bende bir program var her durumda her şeyi kurtarıyor” gibi ifadeleri sıkça duymaktayız. Aslında bu kanaat genellikle sadece bir olaya dayanmaktadır. Yine tıptan örnekle olayı açıklamaya çalışalım, şöyle ki, başınız ağrıyor ve bir aspirin içiyorsunuz, başınızın ağrısı da geçiyor. Bu olayda şaşılacak bir durum yok. Ancak bu olayın şu şekilde bir senaryoya hatta paranoyaya dönüştüğünü düşünün. Başının ağrısı geçen kişi aspirin ilacını her türlü baş ağrısının ilacı olarak algılıyor ve ulaşabildiği herkese bunu anlatıyor ve tavsiye ediyor. Daha da hızını alamıyor ve hastanelerde baş ağrısı tedavisi ile ilgilenen bölümleri ve tıp uzmanlarını düzenbazlıkla ve insanları kandırmakla itham etmeye başlıyor. Gelinen bu noktadan sonra hikayenin devamını herkes getirebilir. Maalesef otomatik veri kurtarma programı konusu aynen bu mantıkla algılanıyor ve algılatılıyor. Bizi ziyaret eden bazı kişilerden uç bir takım eleştiriler aldığımız için size abartılı gelebilecek bu yorumlar ve senaryolar bize hiç de garip gelmiyor. Örnek eleştiriler, “Kardeşim, bu işi otomatik olarak yapan programlar var, sizin haberiniz yok mu? (Telekom’da çalışan bir elektronik mühendisi)”, “Biz ER6 ve GDB ile bu işi yapıyoruz, siz hangi programla yapıyorsunuz? (Bir veri kurtarma (?) firmasının sahibi)”, “Bizim elimizde bir program var her durumda kesin sonuç alıyor (Hangisi diye soruldu, uzmanlarının programı sır olarak sakladığını söylediler)”, “Benim elimde bir program var %100 kurtarıyor (kaç kurtarma olayından böyle bir sonuca vardığı soruldu, cevap 1, aspirin yaklaşımı)”, “Benim elimde bir veri kurtarma programı var kesin kurtarıyor, veri kurtarma firmaları sizi dolandırıyor... (anet news grupta konu ile ilgili her soruya aynı yanıtı veren bir kişi, yine aspirin meselesi)”, ...
4) Gerçekte veri kurtarma konusu ile ilgili olmayan durumlar ve rastlantılar. Bazen işin adını koymak işin adına olayı çok farklı noktalara taşıyabilmektedir. Yine tıp sektöründen bir örnekle konuya açıklık getirmeye çalışalım. Boğazında ağrı olan bir kişiye soğuk algınlığı teşhisi koyarsanız bu işlemin muayene (veri kurtarma analiz ücreti yada basit anlamda bir servis-hizmet bedeli) ücreti ve ilaç bedelleri (veri kurtarma işlemi yada basit anlamda servis-hizmet) cüzi miktarda olacaktır. Ancak bu kişiye boğaz kanseri olduğunu söyler ve kanser tedavisi yaparsanız olayın boyutları çok farklı olacaktır. Muayene (analiz) ve tedavi (kurtarma) ücretlerinin astronomisinden bahis açmaya bile gerek yok. Gerçekte soğuk algınlığı geçiren bir kişiye uyguladığınız kanser tedavisi ile ortaya çıkan iyileşme sonucunda ortaya çıkan tablo da ayrı bir konu. Doktor hastanın kahramanı, ulaşılmaz insan, hayat kurtarıcı, ... Paranın ise hiç önemi yok... Çok abartılı bir benzetme gibi görünebilir, ancak günümüzde bilişim sektöründe faaliyet gösteren (!) çok sayıda üçkağıtçı-dolandırıcı firma yada ayaklı firma (kişi) bu senaryoyu her gün oynamakta ve yüzlerce kişinin kahramanı olmaktadır (yani işin gerçeği dolandırmaktadır). Bu senaryo ise anlatmaya çalıştığımız üzere işin adının veri kaybı ve işlemin de veri kurtarma olarak lanse edilmesine dayanmaktadır. Gerçekte olay basit bir işletim sistemi bozulması, basit bir dosya sistemi çökmesi yada donanımdaki sorunlara bağlı basit arılara dayanmaktadır. Bu tür kişiler önemli verileri basit anlamda kopyalayıp yedekledikten sonra çoğu zaman verilerin depolandığı ortamı tahrip etmektedirler. Böylece müşteri onlara veriler ve ücret konusunda bir anlamda mahkum olmaktadır.

5) Kapalı kapılar ardında çevrilen dümenler ve düzenbazlıklar. Plaka değişimi, ...

Kaynak: verikurtarma.blogspot.com

Veri Kurtarma Nedir?

Veri Kurtarma Nedir?
Veri Kurtarma İngilizcedeki Data Recovery kelimelerinin karşılığıdır. Veri kurtarma, bilgisayarın harddiski gibi kalıcı bir depolama cihazından normal yollarla veriye ulaşılamadığında uygulanan süreçtir. Maazallah bir harddiskte önemli datalarınız varsa ve harddiskinizin fiziksel hasar görmesi, bozulması ve yanması durumunda yana yakıla arayacağınız bir harddisk veri kurtarma uzmanına ya da doktoruna ihtiyaç vardır. Veri kurtarma genellikle hard disk sürücü, yedekleme üniteleri (backup tape), CD, DVD, RAID ve diğer elektronik cihazlardan gerçekleştirilir.

Veri kurtarma ihtiyacı ne zaman belirir? Depolama cihazınız fiziksel hasar gördüğünde ya da dosyalama sistemindeki mantıksal hasar nedeniyle data kurtarma gereksinimi belirir. Mantıksal hata nedeniyle işletim sistemi verinize bir şekilde erişemez. Her ne kadar ilgisiz görünse de veri kurtarma aynız zamanda güvenlik nedeniyle bu tür depolama cihazlarından verinin silinmesi sürecini de kapsar.